Koltuk Değil, Karakteri Taşır Siyasetçiyi!
40 yılı aşan Gazetecilik hayatımda siyaset tarihinin en değişmeyen gerçeğinin "Koltukların geçici, Karakterin ise kalıcı olduğunu öğrendim...
Selahattin Özbozkurt
-
40 yılı aşan Gazetecilik hayatımda siyaset tarihinin en değişmeyen gerçeğinin "Koltukların geçici, Karakterin ise kalıcı olduğunu öğrendim.
Ama ne gariptir ki, çoğu siyasetçi bu gerçeği unutarak siyasetin koridorlarında yürürler.
Kimileri ancak rüyasında görebileceği makama eriştiği anda bakışları değişir, dostlukları bitirir…
Oysa insanı güçlü gösteren, üzerine oturduğu koltuk değil; o koltuğu nasıl taşıdığıdır.
Nitekim Siyasetçiler için Makamlar Testtir, Karakter Aynadır. Kimi insanlar, makamı büyük bir ödül gibi görür.
Üzerinde oturduğu koltuk, aslında bir testtir, gerçek karakterini göstermenin aynasıdır...
Size verilen yetkiyi nasıl kullandığınız, çevrenize nasıl davrandığınız, sizi oraya taşıyanlara nasıl yaklaştığınız...
İnanın hepsi o koltuğun değil, sizin karakterinizin bir yansımasıdır.
Koltuklar insanı yüceltmez. Aksine, karakteri zayıf olanı kısa sürede ele verir. Çünkü güç, karakteri beslemez; açığa çıkarır!
'Koltukla Gelen Değişim, Gerçeği Gizleyemez' İnanın bunu çok gördüm, çokça tanık oldum...
Makam sahibi olunca yürüyüşü değişenleri…
Sesi gürleşince sözleri sertleşip, çirkinleşenleri…
Koltuğun verdiği güçle birlikte kendini “Ne oldum delisi” olanları…
Dedik ya 'koltuk, sadece bir eşyadır' diye.
Asıl olan; o eşyaya oturanın niyeti, duruşu, insanlığıdır.
Kimi, o koltuğa saygı gösterir.
Kimi, koltuğu kendisine hizmet ettirir.
Kimi ise oturduğu koltuğun büyüsüne kapılıp gerçek yüzünü sergiler.
Ve en acı olanı da bazıları o koltuğa oturunca, bir zamanlar beraber yürüdüğü insanlara sırt dönmesidir.
Buna ne yazıkki sıkça rastlıyoruz. Bilindiği gibi karakter, koltuğun ötesinde bir duruştur.
Gerçek liderlik, güç elinizdeyken bile tevazu gösterebilmektir.
Karakter, en çok “yukarılara çıktığınızda” belli olur. Çünkü herkes düşerken alçak gönüllüdür.
Önemli olan zirveye çıktığınızda mütevazı kalabilmektir.
Unutmayalım: Koltuklar gider, görevler biter, alkışlar diner. Ama sizin hakkınızda kalan tek şey, nasıl biri olduğunuzdur.
Size bakanların yüzünde bir tebessüm mü bıraktınız, yoksa bir burukluk mu?
İşte miras budur.
Sözün özü: koltuğun verdiği güç gün gelir geçer gider, baki olan geride bıraktığınız itibardır.
Bugün sahip olduğunuz Şan, Şöhret, Ünvan, Güç vs. bir gün sizden alınacaktır. Ama insanlara karşı gösterdiğiniz duruş, bıraktığınız iz, sergilediğiniz insanlık…
İşte onlar size aittir ve ömür boyu sizinle yaşayacaktır.
Bu nedenle adil olacaksınız, dürüst olacaksınız, kin ve nefretle size emanet edilen makamınızı, gücünüzü kötüye kullanmayacaksınız.
Kötüye kullanırsanız tepe taklak gidersiniz.
Bundan hiç kuşkunuz olmasın...
