Tarsus'ta Gizemli Ev’in Sırrı ve Yaşanan Mağduriyet
Yeraltı zenginlikleri yer üstünden daha zengin olan tarihiyle dört başı mamur kadim bir kent olan Tarsus...Bütün bu zenginliklerinin ve özelliklerinin yanında birde tüm dünyada geniş yankı uyandıran Gizemli Evi ile meşhur olan bir Dünya Kenti Tarsus...
Selahattin Özbozkurt
-
Tarsus'ta 2016 yılının Kasım ayında başlayan ve 2017 yılının Kasım ayında sona eren bir "Gizemli Evde Kazı" dönemi.
Yer 82 Evler Mahallesi'nde eski bir ev.
Tarihin derinliklerinden gelen kadim bir kent olan Tarsus; tarih boyunca çeşitli dönemlerde ve çeşitli konularda enteresan gizemleriyle meşhur bir kent.
Kleopatra ile sevgilisi Antonious'un sevişmek için o zaman liman olan Kleopatra kapısının bulunduğu yerde gemide buluştuğu söylencesi...
Başı güzel bir kadın, vücudu yılan Şahmeran efsanesi...
Dönemin zalim kralı Dakyanus'un zulmüne direnen, ancak çareyi kaçıp sığındıkları mağarada taş kesilip 309 yıl sonra uyanan bir grup gencin Eshab-ı Kehf efsanesi...
Ve daha niceleri...
Türkiye'de aynı zamanda İlk'lerin de kenti olan Tarsus...
Yeraltı zenginlikleri yer üstünden daha zengin olan tarihiyle dört başı mamur kadim bir kent olan Tarsus...
Bütün bu zenginliklerinin ve özelliklerinin yanında birde tüm dünyada geniş yankı uyandıran Gizemli Evi ile meşhur olan bir Dünya Kenti Tarsus...
Yazımızın konusu işte bu Gizemli Ev yada diğer adıyla Kırmızı Ev.
Kimilerine göre atın üzerinde 3 metrelik kılıcıyla altın kaplama bir süvari heykelinin...
Kimilerine göre som altından At heykelinin...
Kimilerine göre Hristiyanlığın kutsal kitabı İncil'in orjinalinin bulunduğu karanlık dehlizlerin içinde yer alan son derece çarpıcı efsanelerin havada uçuştuğu...Bir yıl sonra ise üzeri toprak ve beton dökülerek kapatılan gizemli Kazı'nın bulunduğu Gizemli Ev'e gidiyoruz.
Kazı çalışmaları döneminde sokağına dahi Milletvekillerinin, Gazetecilerin dahi sokulmadığı Gizemli Ev için bu defa iddia farklı...
Bir dolandırılma iddiası.
Ve bu iddiayla birlikte konunun Tarsus 1.Ağır Ceza Mahkemesi'de davanın görülüyor olması.
İddianın sahibi Şeref Kınanc adlı bir canlı hayvan tüccarı.
"Kazıya destek ol çok daha fazlasını hatta akıl almaz bir servete kavuşacaksın" diye kandırıldığını iddia eden Şeref Kınanç dertli mi dertli...
Çünkü burada çıkacak tarihi eserlerden büyük bir servet kazanacağına inandırıldığını iddia ederek bugünün parasıyla 600 milyon lira sının gizemli evdeki kadının masraflarına harcadığını öne sürerek konuyu yargıya taşıdı ve harcadığı parayı geri alabilmek için kendisini dolandırdığını iddia ettiği şahısları önce cimer'e şikayet edip daha sonra da adliyede yargıda hakkını arayan adam..
Kaderine terk edilmiş sahibi tarafından bir başkasına satılmış
İşte o ünlü gizemli evde haber çekimi yaptık.
…
Dedik ya; Tarsus, kadim tarihiyle, efsaneleriyle bilinen bir şehir. Ama son yıllarda adı en çok “Gizemli Ev Kazısı” ile anıldı. 2016’da başlayan kazı, söylentiler, rivayetler ve iddialar derken bir şehir efsanesine dönüştü.
Kazının ardında sadece “define” söylentisi yok. 2012 yılında polis memuru Mithat Erdal’ın öldürülmesi ve ardından aynı bölgede yapılan kazılar, olayın üzerindeki sis perdesini daha da ağırlaştırdı.
Eşi Sibel Erdal’ın yıllardır “kocam bu kazı yüzünden öldürüldü” diye haykırması, davanın sadece bir maddi dolandırıcılık meselesi değil, aynı zamanda bir cinayet şüphesine de işaret ettiğini gösteriyor.
Kazıdan çıkacak definelerden elde edeceği iddiasıyla milyonlarını kaybettiğini iddia eden ve konuyu Yargıya taşıyan Şeref Kınanç gibi mağdurlar, diğer yanda bir polis eşi Sibel Erdal’ın adalet arayışı var. Ama ortada hâlâ yanıtlanmayan sorular da var:
Bu evde gerçekten ne arandı?
Bir polis gerçekten burada aranan define nedeniyle mi öldürüldü?
Mağdurlar nasıl bu kadar büyük paralarla kandırıldı?
Bu gizemli kazıda insanlar nasıl umut tacirliğine kurban edildi?
Cevaplanmamış bir yığın sorular, Tarsus’un kalbine açılmış bir yara gibi duruyor.
Kazı bitti, eser çıkmadı. Ama geride mağduriyetler ve şüpheler kaldı. “Gizemli Ev”, bugün hâlâ şehrin hafızasında bir krizi, bir gizem ve esrarengiz bir kazı evi olarak duruyor.
Evet, adalet er geç yerini bulacaktır. Ama bu dava sadece dolandırıcılık ya da bir kazı hikâyesi değil.
Sözün özü Tarsus halkının vicdanı, bu karanlık perdenin bir an önce aralanmasını bekliyor.
