Veyis Avcı, Köyden Göçü Durdurmak için Çiftçi desteklenmeli
SONMANŞET.COM- TARSUS Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, tarımsal üretimin büyük önem kazandığı pandemi dönemi ve kuraklık sürecinde özellikle finansman açısından sıkıntılar yaşandığını, bu dönemde finans sektöründe en çok sıkıntı çeken kesimin küçük çiftçiler olduğunu söyledi.

SELAHATTİN ÖZBOZKURT
SONMANŞET.COM- TARSUS Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, tarımsal üretimin büyük önem kazandığı pandemi dönemi ve kuraklık sürecinde özellikle finansman açısından sıkıntılar yaşandığını, bu dönemde finans sektöründe en çok sıkıntı çeken kesimin küçük çiftçiler olduğunu söyledi.
Başkan Avcı, geride bıraktığımız 2020 yılını değerlendirirken, 2021 yılından da beklentilerini açıkladı.
Ziraat Odalarının Bölge tarımına yön veren meslek odaları olduğunu ifade eden Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, “Geride bıraktığımız 2020 yılında, bölgemiz açısından ve özellikle meyve üreticisi açısından iyi bir sezon geçirdik. Bilindiği üzere pandemiden dolayı meyve fiyatları gayet yüksek gitti. Bu neticede kayısı olsun, şeftali olsun, nektarin olsun, karpuz olsun, yenidünya olsun, kabak, patlıcan olsun gayet iyi gitti. Pamukta ise sıcaktan dolayı bir kayıp oldu. Portakal ve mandalinada da büyük sıkıntılar çektik. Limon da dahil olmak üzere sıcaklıktan dolayı büyük kayıplar oldu. Bununla ilgili olarak Adana genel anlamda sıcaklık afetinden yararlanmasına rağmen maalesef Tarsus’a şu ana kadar bir ödenek gelmedi. Onunla ilgili olarak 2,5 milyon TL’lık bir ödenek duruyor. İnşallah bunu onaylatırsak çiftçimiz açısından çok iyi olacak. Diğer ürünler anlamında buğday ve soyada iyiydi, Soya fiyatları ve pamuk fiyatları şu an tavan yaptı. 5 litrelik ayçiçek yağı şu anda 70-75 TL civarında. Bu da tarımın önemini ortaya çıkarıyor. Biz zaten ithalata karşıyız ve bunu defalarca da söylüyoruz. İç piyasayı ve çiftçiyi desteklemediğimiz sürece biz buna çare bulamayız. Rusya, Ukrayna satış yerine stok yapma yolunu tercih ediyor. Bu durum da fiyatları tetikliyor. Bu nedenle çiftçiye desteklerin mutlaka pamukta olduğu gibi diğer ürünlerde de desteğin artırılması şart. Narenciyede de teşvikin ihracatçıya değil çiftçiye verin diyoruz. Desteğin çiftçiye verilmesi halinde daha iyi ve verimli bir üretimin çiftçi tarafından yapılacağını düşünüyorum” dedi.
Bölge çiftçilerinin Ziraat Bankası ile herhangi bir sıkıntı bugüne kadar yaşanmadığını, her bankanın her ürünle ilgili bir rayiç bedeli bulunduğunu belirten Avcı, “Biz bu rayiç bedellerin artırılmasını istiyoruz. Biz artırılmasını beklerken 2019 yılından 2020 yılını girerken bu rayiç bedeller düşürüldü bile. Örneğin marulda dönüm başına kredi tutarı bin 500 TL iken bin 200 liraya düşürüldü. Bunun tekrar artırılmasını talep ediyoruz. Tarım Kredi Kooperatifleri ile ilgili büyük sıkıntılar var. Krediler maalesef illegal yöntemlerle aktarılıyor. Müşteri bulunuyor, mal satılıyor, diğer bir çiftçiye veya tüccara. Çiftçi üre veya gübreyi alıyor, daha azına dışarıya satıyor, zarar ediyor, faiz yiyor ancak borcunu böyle çevirebiliyor. Borçlanarak borcunu çevirebiliyor. Kağıt üzerinde borçlu değil ama o çiftçi yeni borçlanmış gibi gözüküyor. Bu çiftçi borçlarını en az 3 yıla yayılması gerekiyor. Bu yapılırsa küçük çiftçimiz ancak ayakta durabilir” diyerek şöyle konuştu:
“Şu anda dolar gerilemiş olmasına rağmen gübre fiyatları azalmadığı gibi halen artıyor. Bununla ilgili olarak devletin mutlaka müdahale etmesi gerekir. Önümüzde koskoca bir kuruluş olan, devlete bağlı bir kurum olan Gübretaş var. Fiyat istikrarının bunun üzerinden yapılması lazım. Devletimizin bunu çiftçiye yansıtması gerekir. Yine diyorum, gübre ve mazot desteğinin artırılması lazım. Primlerdeki desteğin arttırılması lâzım. Yoksa biz bu önümüzdeki yılda kuraklıkla beraber daha büyük sıkıntılar çekeriz. Gıdaya daha da ihtiyaç duyacağız. Şu anda bakın insanlar buğday, mısır ekmiyor, genelde bahçeye yöneliyor. Kârlı bir yatırım ama zaruri değil. Bizim gıdaya mısır gibi, buğday gibi, soya gibi ürünlere ihtiyacımız var. Çiftçiler bundan kaçıyor, çünkü para kazanamıyor. Primlerin artırılarak mutlaka bunun durdurulması lazım. Sağlıktan sonra en önemli konu gıda. Bunu zaten pandemi döneminde tüm dünya gördü. Çiftçilerimize 3 taksitli krediler verilmesi mutlak ve mutlak şart. Bu krediler sayesinde çiftçilerimizin rahatlayacağını düşünüyorum. Tarımda göç halen devam ediyor. Nüfus kayıtlarına bakılırsa bunları devlet görebilir. Eskiden 10-15 dönümlük arazisini ekip biçen çiftçi ailesini geçindirebiliyordu. Bugüne baktığımız da çiftçimiz büyük geçim sıkıntısı çekiyor. Şu anda arazi fiyatları fırlamış durumda. Yatırımcılara bakın ya doktor, ya müşavir, ya mühendis, ya inşaatçı hep dış. Çiftçimiz yer alıp kendi kendine büyüyemiyor, aksine daha da daralıp, satarak bu sektörden çıkıyor. Artık bu araziler ehil olmayan kişilerin eline geçiyor. Bu konuya ticari bakımdan bakmamamız gerekiyor. Biz bütçeden 0.4 alıyoruz. Buna rağmen Türkiye nüfusunun yüzde 30’luk kesimi bağlantılı olarak geçimini sağlıyor. Bunun dünyada hiçbir örneği yok. İstihdamın en büyük destekçisiyiz, ama böyle devam ederse bunun yıllar içerisinde kaybedeceğiz. Nüfusumuzun çoğu şehir merkezine giderek yaşamaya çalışıyor. Buna da sosyal patlamalar neden olabiliyor. Bunun önüne geçebilmek için küçük çiftçinin mutlak ve mutlak desteklenmesidir. Sütte olsun, hayvancılıkta olsun mutlaka desteklenmek zorunda.
Çiftçi temsilcileri olarak 2021 yılından beklentilerimiz olumlu. Şu anda her şey yolunda gözüküyor. Bir kuraklık yaşandı. Çarşamba gününden itibaren de bölgemizde yağışlı bir hava ile karşılaştık. Bol ve bereketli bir yağmur oldu. Ama dolu yağışı hesaplarımızı altüst etti. Tekrardan belirtmek isterim ki, gıda bu yılda ön planda olacaktır. Onun içindir ki hükümetimiz yaz kış demeden ekip biçen çiftçimize destek vermeli. İthalata boyun eğmemeli. Lütfen destek versinler, 2021 yılının üretim açısından çok iyi olacağına inanıyorum. Tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen üretmeye devam edeceğiz. Ben bu vesile ile çiftçilerimizin doğal afetlerden uzak, bereketli, sorunsuz bir yıl temenni ediyorum.”